Kahve günümüzde hemen hemen her evde dost, sohbetlerinde, yalnız kalmak istendiğinde, çok yorgun bir günün ardından sığınılacak bir liman gibidir aslında. Her evde bulunan kahvenin yaklaşık 600 yıllık bir yolculuğundan bahsetmek gerekiyor. Bu yolculuk tam olarak bilinmese de çeşitli hikâyeler var ama en bilinenden bahsedeceğim kahvenin yolculuğuyla ilgili. Kahve Osmanlıya gelmeden önce birçok ülkede duraklamış ve en son Osmanlıdan tüm dünyaya yayılmış.
Kahve ilk nerede keşfedildi ve nasıl?
Bir hikâyeye göre: Kahve ilk olarak Habeşistan’da keçiler tarafından keşfedildiği söylenmektedir. Bir çoban keçilerini otlatırken onların bir bitkiden yedikten sonra daha hareketli ve canlı olduklarını gözlemlemiş. Durumu şeyhine bildirmiş. Şeyh bu bitkiyi getirttirip, çeşitli işlemler uygulattıktan sonra kaynatıp suyunu içmeye karar vermiş. Şeyh bu bitkiyi kaynatıp içtikten sonra kendisinde bir canlanma ve hareketlilik fark edince bu bitkinin özel bir bitki olduğuna karar vermiş. İlk zamanlar kahveye Şazili denirmiş. Kahveyi deneyen şeyhin adı Şazili olduğu için kahveye bu isim verilmiş.
Kahve günümüzde ki haline nasıl geldi?
Kahve bugünkü haline nasıl geldiği kimler tarafından bu şekilde pişirildiği kahve içen herkesin merak ettiği konulardan biridir. Kahve ilk kez Yemen'de günümüzde ki haliyle pişirilmeye başlandı. Dönemin dervişleri kahveyi zikir esnasında uyumamak için zikirlerinden önce tüketirlerdi.
Kahvenin uzun yolculuğu
Kahve Yemen' den sonra Mekke ve Mısır'da kullanılmaya başlandı. Osmanlı topraklarında olan Kahire ve Şam'a oradan da İstanbul'da kullanılmaya başlandı. Kanuni Sultan Süleyman'a ikram edilen kahve onay görmesiyle her yere hatta Avrupa topraklarına kadar yayıldı. İşte bu büyüleyici lezzet diyardan diyara gezdi ve siz kahve severlere ulaştı. Kahvenin son durağı Adıyaman kervan saray kahvesi olmuştur. Bu muhteşem Adıyaman Kervansaray kahvesini sizde tatmak isterseniz sitemizden sipariş verebilirsiniz.
